Tarihte iz bırakanlar, cesaretle yerinden kalkıp o adımları atanlardır.
Yaşamımızda dönüşüm sağlayan da, içimizdeki ateşi yaktığımız, konfor alanından çıkıp cesaretle farklı bir şeyler yaptığımız an’lardır.
Konfor alanı her zaman rahatlık demek de değildir, hatta çoğu zaman rahatsız bir alandır. İçinde kıvrandığımız, görünmez duvarları tekmelediğimiz, sessiz çığlıklar attığımız, çaresiz hissederek kalakaldığımız alanlar/durumlar/ilişkiler olabilir. Konfor alanı rahatlığı simgelemez, alıştığımız alan demektir. Ne zamanki içimizden dönüşüm istediği gelir, kimi zaman da dış dünyadan dönüşüm çağrısı gelir, işte o an konfor alanını terk etmenin de zamanı gelmiştir.
Bilinmeyenden korkan tarafımız da kal der olduğun yerde, dışarısı tehlikelerle dolu!
Kalbimiz hadi der, yeniye geçme cesareti gösteren ödüllendirilir, konfor alanında kalmaya ısrar eden çürür, yapabilirsin.
Çünkü evrenin mantrasıdır DAHA’sı…
İlerlemek, yeniyi keşfetmek, ruhumuzla uyum içinde dans etmek, dönüşmek, yeni şeyler deneyimlemek, her an dahasına açılmak…
Akış içinde, hizalı olarak, onurlandırarak yaşamak, yeniyle uyumlanmak ruhumuzun da bizden beklediklerinden…
Korktuğunu biliyorum, bazen yeni bir işe başlamak için, bazen artık yürümediğine inandığın ilişkini bitirmek, ya da yeni bir ilişkiye adım atmak için, bazen ilhamını gerçekliğe dönüştürmek için…
Bil ki, korku yoksa cesaret de yoktur. Cesaret korkuya rağmen yapmak da değildir. Korkarak ilerlemek ve o son adımda korkuyu geride bırakmaktır.
İlk cesaretini bu dünya gezegenine gözünü açarken deneyimledin, bildiğin dünyadan bilinmeze açılırken. Ne kadar cesur olduğunu hatırla.
Emin ol, yaşamına yakından baktığında göreceksin, defalarca cesaretle attığın adımlar mevcut, hem de çok fazla.
Şimdi, yeni gerçekliğin için, bir kere daha cesaret seni çağıyor.
Hazır mısın?